Çalışanlarla İlgili Vergi İnceleme Süreçleri

Çalışanlarla İlgili Vergi İnceleme Süreçleri

Çalışanlarla İlgili Vergi İnceleme Süreçleri, Şirketler küresel çapta büyüdükçe, vergisel stratejileri esnek ve sürdürülebilir olmalıdır.

Şirketimiz, Uluslararası Görevlendirme Sürecinde oluşabilecek Vergi İncelemesi kapsamında, vergi incelemelerini anlamalarına, riskleri değerlendirmelerine ve Vergi İncelemesi Süreç Yönetiminde ve gelecekte oluşturacakları iş modellerinde uyumlu hale getirilmesinde yardımcı olur.

Çalışanlarla İlgili Vergi İnceleme Süreçleri

Gelir vergisi, ülkemizde yaşayan hemen herkesi ilgilendirmekte, gerek işçi gerekse de işveren olarak iş hayatında şirketler ve şahıslar açısından önemli bir yer işgal etmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tâbidir. Gelir vergisine konu olan kazanç ve iratlar, aşağıda sayılan yedi ayrı grupta tanımlanmış; her bir gelir grubu için farklı vergilendirme esasları belirlenmiştir.

  • Ticari Kazançlar,
  • Zirai Kazançlar,
  • Ücretler,
  • Serbest Meslek Kazançları,
  • Gayrimenkul Sermaye İratları,
  • Menkul Sermaye İratları,
  • Diğer kazanç ve

Hangi durumlarda gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gerekeceği, her gelir türüne ve mükellefe göre ayrı ayrı ortaya konulmuştur. Gelir vergisinin ağırlıklı kısmını stopaj yolu ile alınan vergiler oluşturmakta, stopaja tabi gelirlerin en önemli kısmı ise ücret gelirleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ücret Gelirlerinin Vergilendirilmesi

Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesi uyarınca ücret; işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 94. maddesinde ise işverenler, hizmet erbabına ödenen ücretler ile ücret sayılan ödemeleri üzerinden istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben stopaj yapmaya mecbur tutulmuştur.

Türk vergi sisteminde ücret gelirlerinin esas olarak stopaj suretiyle vergilendirilmesi öngörülmüştür. Ticaret şirketleri hizmet erbabına yaptıkları ücret ödemeleri üzerinden gelir vergisi kesintisi yaparak hesaplanan gelir vergisini hizmet erbabı adına ödemekle yükümlüdür. İşverenin sağladığı parayla temsil edilen her türlü menfaat brüt tutara eklenirken, bireysel emeklilik/sağlık sigortası gibi çok az sayıda ödeme gelir vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmektedir. Hesaplanan gelir vergisi vergi dairesine ödenirken isim bazında bir liste talep edilmediğinden vergi dairesi hangi çalışanın ne kadar ücret aldığı bilgisine sahip bulunmamaktadır.

Tek işverenden stopaj yoluyla vergilendirilmiş ücret geliri elde edilmesi durumunda, bu gelir için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesi istense de mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan düzenli olarak ticari ve mesleki faaliyette bulunanlar, Kanun’da yer alan istisna ve beyan sınırlarlını aşan; kira, temettü gibi gelirler ile birden fazla işverenden ücret geliri elde edenler de yıllık gelir vergisi beyannamesi vererek gelirlerini beyan etmek zorundadırlar. Çalışanların büyük kısmı tek işverenden ücret geliri elde ettiğinden ve bu gelirler üzerinden işverenler tarafından gelir vergisi tevkifatı yapıldığından ücret gelirleri için beyanname verilen haller çok sınırlı kalmaktadır. Örneğin; Gelir Vergisi Kanunu’nun 95. maddesi uyarınca ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabının ücretleri üzerinden stopaj yapılması mümkün olmayıp, bu gelirlerin yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Yabancı Çalışanların Türkiye’de Görevlendirilmesi ve Kazançlarının Vergilendirilmesi

Türkiye’de çalışmak üzere yurt dışından görevlendirilen çalışanların vergilendirme yönünden Türkiye egemenlik sahasına girmesine, özellikle ülkemizde faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin personel görevlendirmelerinde sıklıkla rastlanılmaktadır. Çok uluslu şirketler; Ortadoğu, Balkanlar, Orta Asya, Arap Yarımadası gibi örgütlendikleri bölgelerin bölgesel liderlik görevini Türkiye mukimi bir şirket ve o şirket bünyesinde görevlendirilmiş yabancı çalışanlarla gerçekleştirebilmektedir.

Türkiye’de bir hizmet akdi ile çalışmak üzere yurt dışından görevlendirilen kişilerin de tüm dünyada elde ettikleri gelirlerini ve/veya ücretlerinin direkt olarak yurt dışından ödenen kısımlarını beyan etmeleri söz konusu olabilmektedir. Türkiye’de çalışmak üzere yurt dışından görevlendirilen çalışanların gelir vergisi karşısındaki durumunu değerlendirirken yerel mevzuatımızda yer alan hükümlerin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu Çifte Vergilendirmeyi Önleme (ÇVÖ) Anlaşmaları hükümlerinin de dikkate alınması gerekmektedir. Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları hükümlerinin dikkate alındığı durumlarda da özellikle yurt dışından direkt olarak alınan ücret gelirinin Türkiye’de beyan edilmesi yükümlülüğü sıklıkla ortaya çıkmaktadır.

Yurt dışından Türkiye’de çalışmak üzere görevlendirilen personelin Türkiye’de çalışabilmeleri prensip olarak; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yapılan başvuru neticesinde alınan çalışma izni sayesinde mümkün olabilmektedir. Çalışma izni bulunmayan kişilerin çalıştırılması; çalışan ve işverenlerin bazı cezai yaptırımlarla karşılaşmasına sebep olan ve yasal olmayan bir uygulamadır. Bu nedenle yabancı uyruklu kişilerin Türkiye’de çalışmaya başlamadan önce oturma ve çalışma izni almaları gerekmektedir.

Türk Gelir Vergisi Kanunu’nda yer verilen hükümler, Türkiye’de çalışan yabancı personelin ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde de geçerlidir. Örneğin, çok uluslu bir şirketler topluluğunun Türkiye’deki şirketinde yurtdışından atanarak görevine başlayan bir kişiye ücret ödemelerinin Türkiye’deki firma tarafından yapılması ve kişinin başka bir geliri bulunmaması durumunda Türkiye’deki firma, bu çalışanın ücretin tümü üzerinden gelir vergisi stopajı yaparak vergileri ödeyecek, kişinin yıllık gelir vergisi beyannamesi vermesi söz konusu olmayacaktır.

Öte yandan yabancı çalışanın ücret ödemesinin, Türkiye’de görevlendirilmesinden önce bulunduğu ülkede veya vatandaşı olduğu ülkede yapılması durumunda gelir vergisi tevkifatı yapılması mümkün bulunmayacaktır. Böyle bir durumda gerek yerel mevzuatımız ve gerekse Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması hükümleri dikkate alınarak yurt dışındaki mukim firma tarafından yapılan ücret ödemelerinin Türkiye’de gelir vergisine tabi olması ve bunun da yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekebilecektir.

Henüz yabancı çalışanların vergi beyanlarının takibi konusunda ülkemizde merkezi bir takip sistemi bulunmamaktadır. Ancak, özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sosyal güvenlik prim alacaklarının takibi konusunda daha merkezi kontrol mekanizmaları kullanmaya başlaması, gelir vergisi alanında da benzer uygulamaların gelecekte yürürlüğe konulabileceğini göstermektedir.

Yorum Yap